4
Products
reviewed
17
Products
in account

Recent reviews by vCrewia

Showing 1-4 of 4 entries
No one has rated this review as helpful yet
21.0 hrs on record (3.9 hrs at review time)
İNCELEME

2000'li yılların başlarından beri oynadığımız tır oyunlarının üstünden yıllar geçse de asla eskimiyorlar fakat onlar için de yenilikler gerekiyor kimi zaman. Eskiden tır oyunlarında sadece tır kullanıp bir yerden bir yere mal taşıyorduk, uyuyorduk, benzin alıyorduk fakat SCS Software bu sefer yaptığı tır simülasyonu oyunuyla beklediğimiz bazı yenilikleri getiriyor.

2008 yılında çıkan ilk oyundaki gibi yine Avrupa'dayız ve hayalini kurduğumuz tır şoförlüğü mesleğine sonunda kavuşuyoruz ve Avrupa'nın neredeyse her yanını gezerek oraları keşfediyor ve para kazanıyoruz.

Oyun bildiğiniz gibi %100 Türkçe olarak satışa sunuldu ve bu sayede İngilizce bilmeyen oyuncularımızda her şeyi anlayabilecek hale geldi. Kendilerine bundan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Oyuna başladığınızda yeni bir profil kurmanız gerekiyor ve bu profili kurarken sadece isim yazmıyorsunuz, görüntünüzü seçiyorsunuz, şirketinizin logosunu belirliyorsunuz ve cinsiyet gibi özellikleri seçtikten sonra oyuna başlıyorsunuz. İlk görevi tamamladıktan sonra ise artık bir şirket kurmuş tır şoförü olarak tek seferlik işler almaya başlıyorsunuz ki kendi tırlarınızı alıp şirketinizi büyütesiniz. Benim tavsiyem bankadan kredi çekin, kendinize bir tır satın alın ve daha çok para kazanın.

Tek seferlik işlere başladığınızda her seferinde farklı yerleri keşfetme şansına da sahip oluyorsunuz ve her işte farklı bir tır kullanıyorsunuz. İş seçerken neye öncelik tanıyorsanız ona göre sıralayabiliyorsunuz işleri: mesafe, para gibi. Eğer tek seferlik işler yapmak istemiyorsanız bankadan kredi çekip kendi tırınızı alıp sürekli olarak o tırla çalışabiliyorsunuz.

Oyunda diğer tır simülasyon oyunlarının aksine yeni özelliklerde mevcut. Bir şirket kurduğunuz için işçiler alıp çalıştırabiliyorsunuz, çekici (tır) galerilerini gezip beğendiğiniz tırı satın alabiliyorsunuz.


Euro Truck Simulator 2'de bir seviye sistemi de bulunuyor. Seviye atladıkça puanlar kazanıyorsunuz ve bu puanları istediğiniz şekilde dağıtıyorsunuz. Puanları verdiğiniz özelliklere göre iş yapmaya başlıyorsunuz. Patlayıcı yük taşıma, hassas yük taşıma, değerli yük taşıma, uzun yolda yük taşıma gibi özellikler mevcut ve ne kadar çok puan verirseniz bu özellikler yaptığınız işleri o kadar etkiliyor ve daha çok para kazanıyorsunuz.

Euro Truck Simulator 2'deki bir diğer özellik ise garajınız olması. Seviye atladıkça ve para biriktirdikçe garajınızı yükseltiyorsunuz ve içine daha fazla araç sığdırabiliyorsunuz. Ne kadar çok tırınız olursa o kadar çok işçiniz olur ve daha çok para kazanırsınız.

Euro Truck Simulator 2'deki özellikler saymakla biter mi bilmiyorum çünkü tır kullanırken arada bir yolu öğrenmek için göz attığımız harita bir nevi navigasyon sistemine dönüştürülmüş. Yolu daha iyi kavrıyorsunuz ve bu navigasyon sistemi üzerinden yardım çağırabiliyor, e-postalarınızı kontrol edebiliyor, yaptığınız işin özelliklerine, getirisine bakabiliyorsunuz ayrıca araçlarınıza çeşitli küçük donanımlar da eklemek mümkün. Bunların yanı sıra oyunda birçok lisanslı tır firması da bulunuyor ve bu tırlardan alıp oyunun keyfini ikiye katlayabiliyorsunuz.
Euro Truck Simulator 2'nin grafiklerini ben beğendim açıkçası çünkü oyunun kapladığı alan neredeyse bilgisayarda belli olmuyor bile fakat grafikleri en yükseğe çektiğinizde mükemmel bir performans alabiliyorsunuz. Her türden bilgisayarın çalıştırabileceği şekilde hazırlanmış diyebiliriz Euro Truck Simulator 2 için. Küçük detayları da incelediğinizde grafiklerin yeterli olduğunu anlayacaksınız sizlerde benim gibi. Özellikle gece yolculuklarında tırımızın içi çok güzel bir hal alıyor diyebilirim.

ETS 2'yi oynarken farkettiğim diğer özellikler de şunlar oldu: Biz Avrupa'dayız bu çok güzel bir şey fakat oyunu Türkçe yaptıkları halde neden Türkiye'yi de dahil etmediklerini anlayamadım. Diğer Avrupa ülkelerinde dolaşıyorum para kazanıyorum.


Yolum İngiltere'ye düşüyor. Şehire ilk girdiğim andan itibaren ilk kazamı da yapmış oldum oyunda çünkü İngiltere'de direksiyonlar sağ tarafta, yol bizimkine göre ters işliyor. Şunu da belirteyim eğer İngiltere'de bir tır satın alırsanız sağ tarafta bulunana direksiyonu değiştirmek için de bir ücret ödüyorsunuz.

Sonuç olarak oyunu ben çok beğendim diyebilirim çünkü oldum olası tır oyunlarını severim o ülkeler arasında yaptığımız uzun yolculuklar çok hoşuma gidiyor. Grafiksel açıdan da benden artı puan alıyor Euro Truck Simulator 2 çünkü yukarıda da belirttiğim gibi her türden PC'ye hitap ediyor.

Oynanışına ister klavyede olsun, ister oyun kolunda olsun, ister direksiyonda olsun çok rahat bir şekilde alışıyorsunuz ve oyun size kendini oynatıyor. Arada bir oyundan çıkıp saate bakmanızı da öneririm, Euro Truck Simulator 2'de yolculuk yaparken zamanın nasıl geçtiğini bazen anlayamayabiliyorsunuz çünkü. Her oyuncunun bu yeni tır simülasyonunu denemesini isterim çünkü denemekten bir şey kaybetmezsiniz.
Posted 24 June, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
65.1 hrs on record (1.6 hrs at review time)
Early Access Review
Oyun İncelemesi:

Korku oyunu arıyorsanız doğru adrestesiniz. The Forest size tam anlamıyla bir korku oyunu deneyimi yaşatıyor. Çizimler ve sesler gerçekten ürpertici. Özellikle yerliler ve yaratıklar görülmeye değer.

The Forest ilk sürümlerinde oldukça fazla bug bulundursa da git gide yapıla düzeltmeler ile oynanabilir hale geldi. Son olarak 16 Temmuz 2015 tarihinde v0.20b versiyonu ile sorunlar oldukça çözülmüş gözüküyor.

Oyunda bir uçak kazası sonucunda hayatta kalan tek kişiyiz. Aslında oğlumuzda yanımızda ama biz yarı baygın durumdayken ormanda yaşayan kabile yerlileri oğlumuzu kaçırıyorlar. Kendimize geldiğimizde oğlumuzu kurtarmak için bir maceraya atılıyoruz. Tabi ki öncelikle hayatta kalmalı ve yerlilerden uzak durmalıyız.

Hayatta kalabilmek için tek şansımız elimizde hayatta kalma rehberi, bu rehber içerisinde barınak yapımı, ateş yapımı ve doğadaki yiyecekler hakkında bilgi mevcut. Hava kararmadan önce kendimizi koruyacak temel ihtiyaçları karşılamamız gerekli. Tabi yerliler sadece geceleri saldırmıyor, gündüz de gelebiliyorlar ancak, geceleri çok daha agresif oluyorlar. Ayrıca farklı kabileler kendi aralarında da savaşıyorlar.

Yerlilerden korunabilmek için öncelikle ateş yakmalıyız. Ateşimiz ne kadar büyük olursa o kadar etkili ayrıca yerlile bu ateşlere çarpıp yanabiliyorlar. Sonrasında kendimize geceği geçirecğimiz bir sığınak yapmak oldukça faydalı oluyor.

Doğadan toplayacağımız temel malzemeler taş, odun, dal ve yapraklar. Bunları ağaç keserek ya da doğada kendiğinden bulabiliyoruz. Bunlara ek olarak öldürdüğümüz yerlile parçalayıp yapı malzemesi olarak kullanabiliyoruz. Bunlar sanırım diğer yerlileri korkutup yaklaşmasını engelliyor. Doğadaki hayvanları öldürüp etinden yiyecek, derisinde zırh yapabiliyoruz.

Oyunda yerlilerin dışında 7-8 bacaklı iğrenç bir mutant yaratık var, çok güçlü olan bu yaratığı gördüğümüz zaman kaçmak akıllıca olacaktır. Yeterince zırh ve malzememiz olduktan sonra savaşmayı deneyebiliriz. Özellikle mağraların içerisinde ve kapısında sıkça karşılıyoruz.

The Forest oyununu mutlaka bir kez oynayıp bu korku deneyimini yaşamanızı tavsiye ediyorum. Oyunun ilerleyen senaryosunu tam oturtabilirlerse harika olur
Posted 23 June, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
523.9 hrs on record (6.3 hrs at review time)
CS:GO Review
İNCELEME

Counter-Strike: Global Offensive (CS: GO), bizi zamanında CS’nin başına esir etmiş ne varsa aynen uyguluyor. Son derece heyecanlı oynanış, gerçekçi silahlar ve takım oyunu… Tüm bu bileşenler CS: GO’nun sinir sistemini oluşturuyor. Oyunda çığır açacak bir yenilik olmasa bile yeniden yorumlanan haritalar ve yeni modlar gayet bağımlılık yapıcı. Oyuncular halen CS 1.6 ve Source üzerinden turnuvalar düzenleseler de sanıyoruz ki GO’nun daha çok oyuncuya yayılma politikası, oyunu popüler yapacaktır. Ki bize göre GO, 1.6’ya Source’dan daha yakın bir yorum olmuş. Örneğin, yeni başlayacaklar ya da uzun süredir oynamayanlar direkt olarak olaya Classic Casual moduyla girebilirler. Bu seçenek tam anlamıyla oyuna ve mekaniklere ısınmanızı sağlıyor. Mesela, bu seçenekte FF (Friendly Fire: Ekip arkadaşlarınızın sizin silahlarınızdan zarar görebilmesi) direkt olarak kapalı ve otomatik olarak silah alabiliyorsunuz. Bu seçenek oyuna çok daha çabuk adapte olabilmenizi sağlıyor. Classic moduysa bildiğimiz CS. CS oyunlarında karşılaştığımız iki yeni mod olan Demolution ve Arms Race son derece heyecanlı ve üst düzey maçlar oynanmasını sağlıyor. Arms Race’de rakiplerinizi temizledikçe elinizdeki silah değişiyor ve dolayısıyla her yeni frag, yepyeni bir meydan okuma anlamına geliyor. Her ölüşünüzden sonraysa hemen spawn oluyorsunuz. (Elbette ki spawn’dan sonra 5 saniye boyunca zarar görmediğinizi hatırlatalım. Spawn Camper’lara hayat yok!) Bu modun son frag’indeyse bıçak bıçağa kapışıyor ve müsabakanın sonunda epik bir imza atmaya çalışıyorsunuz. Demolution’daysa kazandığınız her raunt sonunda elinizdeki silah değişiyor ama öldüğünüzde respawn olmuyorsunuz; raunt sonlarını beklemeniz gerekiyor. Bu modun adından da anlayabileceğiniz üzere her rauntta teröristler bomba kurmaya, özel tim de onları engellemeye çalışıyor. Bunun dışında oyunda klasik haritaların elden geçirilmiş olmasını yenilikler arasında sayabiliriz. de_dust, cs_italy gibi klasik haritaları yepyeni grafiklerle görmek gayet iyi. Elbette tüm karakter modelleri, silahlar da elden geçirilmiş. Oynanışa herhangi bir etkisi olmasa da kozmetik olarak oyunun iyi görünmesini sağlamış. Her ne kadar Global Offensive, hem yeni oyuncuları hem de eski oyuncuları memnun etmeye çalışan ve 1.6’ya yakın bir yorum olsa da özellikle Classic modu oldukça zorlaşmış. Classic Casual’da alışkanlık edinmeden direkt oyuna daldığınız zaman siz de fark edeceksiniz ki nişan almak ve özellikle CS’deki başarının altın anahtarı olan headshot atmak 1.6’ya göre daha zor. Açıkçası bunda oyunun vuruş hissinin biraz eksik olmasının da etkisi var. 1.6’da rakibinizin bedenine saplanan her bir kurşunu takır takır hissedebiliyorsunuz ancak GO’da bu his hafiftan kaybolmuş.
Posted 23 June, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
31 people found this review helpful
1 person found this review funny
0.2 hrs on record
Early Access Review
İNCELEME
Stranded Deep İncelemesi (İpuçları)
Son zamanlarda oyuncular, kendilerini zorlayacak, hayatta kalma oyunlarını oynamayı tercih ediyorlar. Bu tür yapımların popüler olması ile birlikte, özellikle bağımsız oyun yapımcııları bu tür oyunlar geliştirmeye başladılar. Bu tip yapımlar genelde ıssız bir adada veya bir doğal afet sonucunda insan yaşamının azaldığı bir dünyada gerçekleşiyor. Stranded Deep oyunu da bahsettiğimiz en ünlü hayatta kalma oyunlarından biri. Stranded Deep bir grup bağımsız oyun yapım ekibi tarafından hazırlanan bir oyundur. Stranded Deep yeni çıkmış bir oyun olmasına rağmen kısa sürede büyük bir oyuncu kitlesine ulaştı. Tabi ki, her erken erişim oyununda olduğu gibi bu oyunda da hatalar ve eksiklikler yer alıyor. Şimdi de bu oyunu daha detaylı bir şekilde inceleyelim.
Oyun hikayesi ve haritası:
Bu tür oyunların genelde uzun ve derin bir hikayesi yoktur. Bu tür yapımlarda genelde karakterimizin nasıl kaybolduğunu ya da karakterimizin yaşadığı bölgenin nasıl yok edildğini anlatan kısa giriş hikayeleri vardır. Bu giriş hikayelerinde oyuncuya ayrıca oyunu nasıl oynayacağı, karakterimizin nasıl kontrol edilebileceği anlatılır, yani bu kısa hikayeyi ayrıca bir öğretici görev olarak düşünebilirsiniz. Stranded Deep oyununda da bu tür öğretici bölüm vardır. Oyunda, zengin karakterimizin uçağı arıza görür ve düşmeye başlar. Uçak düşmeden önce karakterimizin nasıl kontrol edilebileceği, eşyaları nasıl alınacağı ve birleştirileceği anlatılır. Uçak düştükten sonra karakterimiz ile uçaktan çıkmaya çalışırız. Sudan başımızı çıkardığımız anda da hayatta kalma savaşımız başlamış oluyor.
Oyunun haritasına baktığımızda, diğer tüm hayatta kalma oyun haritalarından farklı bir harita görüyoruz. Bu tür oyunlarda olaylar ya büyük bir adada ya da anlattığımız gibi tek bir kişinin bile yaşamadığı, ıssız bir bölgede geçer. Stranded Deep oyununun haritası ise bu tip haritalardan biraz farklıdır. Oyundaki olaylar okyanusun ortasında geçiyor. Okyanusta düştüğümüz yer çok sayıda küçük adalardan oluşuyor. Bu adalara gitmek için de uçaktan çıktığımızda kaçmak için kullandığımız küçük sarı botumuzu kullanmamız gerekmektedir. Oyuna her başladığınızda harita değişmektedir, yani oyunda belli bir harita bulunmamaktadır.



Grafik ve ses:
Grafik ve ses, henüz geliştirme aşamasında olan bir oyunun korkulu rüyasıdır. Bu tip oyunlarda genelde grafik optimizasyon ve ses sorunları ortaya çıkar. Stranded Deep oyununda ise böyle bir sorun ile hala karşılaşmadım ve eğer oyuncuların kısa incelemelerini okursak bu tür problemlerin oyunda çok ender görüldüğünü anlayabiliyoruz. Oyun şu anda optimize olmuş bir şekilde, ayrıca oyundaki sesler gecikmeden ve yankılanmadan çıkıyor. Henüz erken erişim aşamasında olan bir oyun için bu çok büyük bir başarı. Ancak tabi ki, oyunda bazı grafik detay sorunları ile karşılaşabiliyoruz ancak bu hatalar fark edilmeyecek kadar küçük hatalar.
Bu oyun çok gelişmiş bir grafik motoru ile yapılmış. Grafikleri o kadar inandırıcı ki, sanki orda yaşıyormuşuz gibi bir his veriyor. Oyunda dikkatinizi çekecek olan en gelişmiş grafik olayı da su detayları olacak. Stranded Deep suya odaklanmış bir oyun ve suyun grafikleri çok iyi bir şekilde hazırlanmış durumda. Yani grafik motoru okyanusu canlandıracak bir şekilde profesyonelce kullanılmış.

Oynanış:
Stranded Deep oynayabileceğiniz en ilginç ve eğlenceli, bir o kadar da zorlayıcı bir oyun. Ancak, oyun erken erişimde olduğundan ve yeni çıkmış bir oyun olduğundan dolayı oyunda yapabileceğiniz pek bir şey yok. Ayrıca oyundaki eşya birleştirmenin (craftingin) de çok az olduğunu da ekleyelim. Bunun yanında ayrıca oyundaki karakterimizi hareket ettiğimizde buga girebiliyoruz. Bu oyunun en büyük hatalarından biri. Yapımcı firma bu sorunların ortadan kalkacağını ve oyuna yeni eşyalar geleceğini belirtiyor. Bize bu özellikleri getiren bir güncelleme yayımlanana kadar oynanışı zor ve hatalı olan bir oyun ile karşı karşıyayız.






Menü ve hayatta kalma:
Şimdi de oyun hakkında bir kaç ioucu vermek istiyorum. Oyunu açtığınızda karşınıza grafikleri, sesleri ve oyun kontrollerini ayarlayabileceğiniz bir pencere karşınıza çıkacak. Bu ayarları hallettikten sonra da oyuna başlamak için sağ alttaki ”Play” butonuna tıklamanız yeterli olacaktır. Oyunun ana ekranında karşımıza üç menü çıkıyor. Birincisi yani ”New Game” menüsü ile oyuna başlayabilir, ikinci buton yani ”Load Game” ile daha önceden kayıtlı oyunlarınıza devam edebilirsiniz. ”Options” menüsünde oyunun ayarlarını değiştirebilir ve son olarak ”Quit” ile oyundan çıkabilirsiniz.
Oyunda hayatta kalmak için oyuncunun bir adaya bağlı kalmaması gerekmektedir. Oyunun haritasını açıklarken bu oyunun küçük adalardan oluştuğunu söylemiştik. Bu adalar o kadar küçük ki, çok kısa zamanda eşyaların ve yiyeceklerin tamamını bitirebilirsiniz. Bu yüzden diğer adalara yakın ve diğerlerinden daha büyük bir ada bulana kadar bot ile okyanusu dolaşmanızı öneririm. Böyle bir ada bulduğunuzda yapacağınız ilk şey yemek ve içecek toplamak olacak. Oyunda şu anda yengeç, adada bulunan patates ve balıklar yiyecek, ağaçların üzerinde bulunan hindistan cevizlerini de içecek olarak kullanabilirsiniz. Yengeçler genelde sahil kenarlarında bulunur, hindistan cevizlerini toplamak için de ağacı devirmeli ya da ağacın üstüne çıkıp onları yere düşürmeniz gerekmektedir. Yemek ve içeceklerinizi ayarladıktan sonra adada ateş yakabilir ve eğer isterseniz de bir ev yapabilirsiniz.
Oyunda ayrıca adada bulamayacağınız ancak adaların yanında bulunan kırık gemilerden motor, balta ve ya gelişmiş bıçak gibi eşyalar da bulmaya çalışabilirsiniz. Sahil kenarlarında ayrıca suyun içine dalarsanız sandık bulabilirsiniz. Bu sandıkların içinden sahilde kullanabileceğiniz çok kullanışlı aletler çıkabilir. Bu şekilde ev yapımını ya da eşya toplamayı hızlandırabilirsiniz. Ayrıca motor bulmuşsanız, bunu bir tahtaya takıp adalar arasında daha hızlı bir şekilde gidip gelebileceksiniz.
Sonuç:
Oyuna son kez baktığımızda grafikleri ve sesleri iyi ancak tam olarak tamamlanmamış, eksik bir oyun görüyoruz. Bu oyunu şimdi almak yanlış bir düşünce olabilir. Stranded Deep’in tamamlanmasını beklemek, ya da en azından daha çok eşya eklenmesini ve hataların düzeltilmesini beklemek daha mantıklı gibi geliyor, çünkü dediğimiz gibi oyunda anlatılanlardan başka yapabileceğiniz bir aktivite yok. Oyuna gelecek olan gerekli güncellemelerden sonra karşımıza çok iyi bir oyunun çıkacağını düşünüyorum. Bizimle kalın.
Posted 23 June, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
Showing 1-4 of 4 entries