Инсталирайте Steam
вход
|
език
Опростен китайски (简体中文)
Традиционен китайски (繁體中文)
Японски (日本語)
Корейски (한국어)
Тайландски (ไทย)
Чешки (Čeština)
Датски (Dansk)
Немски (Deutsch)
Английски (English)
Испански — Испания (Español — España)
Испански — Латинска Америка (Español — Latinoamérica)
Гръцки (Ελληνικά)
Френски (Français)
Италиански (Italiano)
Индонезийски (Bahasa Indonesia)
Унгарски (Magyar)
Холандски (Nederlands)
Норвежки (Norsk)
Полски (Polski)
Португалски (Português)
Бразилски португалски (Português — Brasil)
Румънски (Română)
Руски (Русский)
Финландски (Suomi)
Шведски (Svenska)
Турски (Türkçe)
Виетнамски (Tiếng Việt)
Украински (Українська)
Докладване на проблем с превода
Aslı'yı ilk gördüğüm gün başlıyor işin aslı
Aslı bir gün benim acizane kaptan şoförlüğünü yaptığım 56 Chevrolet taksiye biniyor
Ve "Karagümrük'e" diyor bana
Karagümrük o dakika gönlümün başkenti, başımın tacı, ruhumun ilacı oluyor
Delikanlıya yakışmaz, yolculuk boyunca en ufak bi' rahatsızlık ya da edepsizlik etmiyorum
Yalnız indiği yeri, yolu, sokağı, kapıyı mıh gibi aklıma çakıyorum
"Oğlum" diyorum bizim Chevrolet'ye
"Bu kapıyı unutma, bir gün ilk bu kapıda gelin arabası olacaksın."
Sorup soruşturup, bulup buluşturup en nihayetinde Aslı'yı istetiyorum
Ama gelgelelim kızın üvey anası kızı bir türlü vermeye yanaşmıyor
İkinci kez istetiyorum, bu kez üvey abi "Bizde taksici esnafına kız yok." diyor
Allah'ın hakkı üçtür, "Anam seni de yorduk ama hadi son bi' kez daha iste." diyorum
Kapı anamın yüzüne bir kez daha kapanıyor, "Oğlum, bu işin aslı yok." diyor